Bang!

Bang başlıklı bir yazının mutlu olmasını isterdim... Ama olmuyor. Evet dostum, bu yazı hüzünlü. Belki de biraz ağlak. Belki bu durumundan zevk alıyor ama emin bile değil. Şu anda bu yazıyı yazan adam bıkmış, sıkılmış. Yeni bir başlangıç istiyor. Yeni arkadaşlar, yeni bir çevre, yeni bir ülke...

Bu satırları yazmaya karar verdiğim an şöyle gerçekleşti. Turuncu zeminli, Sol anahtarı koltuğumda yatarken dışarıdan bir ses "BANG , BANG". Bu ses eskiden bana mutluluk verirdi. Yüzüm gülerdi. Artık aa havai fişek bile demiyorum. Cama bile çıkmıyorum. İçimden gelmiyor. Halbu ki eskiden en kötü anımda bile havai fişek patlasa, saçma belki ama, çok mutlu olurdum en azından gülümserdim. Tam o sesleri duyduğumda farkettim ki benim yazım gelmiş...

Derler ya insanoğlu hiçbir şeyle yetinmeyi bilmez diye. O kadar doğru ve o kadar lanet bir şey ki bu. Şükürler olsun herşeyim var. Eksiğim yok. Ama hala kendimi etkileyen nedenler bulabiliyorum. Geçen dönem belki tek derdim evimin uzak olmasıydı ama şimdi o yok başka bir şey var. O yüzden şunu bilin ki asla mutlu son yok! Belki eski mutluluklarla yetinerek ölmek var ama mutlu son yok. Çünkü mutluluğun maximum noktası yok. İsteklerin sonu yok. Dünyayı ele geçirsem eminim ki Ay ı ele geçirmek isterim.

Bilmiyorum ben miyim anormal ama ilişkilerde de kötüyüm. Arkadaşlık ilişkisi olsun, sevgili olsun hepsinde... Acaba aşk da mutlu sonlar gibi filmlerde olan bir şey mi sadece?

Ayrıca sıkıldım da bu adadan. İnsanlarından, etkinliklerinden, olaylarından, yapaylığından. Belki dönünce de aynı şeyleri yaşarım bilmiyorum ama yine de buradaki olay apayrı. Hayır insanlar suçlu değil. Suçlu olan benim. Gerçekten bilmiyorum. Yapmak istediğin hiçbir şeyi yapamayacağın bir yer burası sanırım. Kişisel gelişimden çok uzak biyer...Artık kendime bir şeyler katabileceğim bir yerde olmak istiyorum. Lütfen beni çekip alın buradan. Yarın ilk iş sahile S.O.S yazacağım. Görürseniz lütfen yardım edin...

1 yorum:

Who? dedi ki...

yazını sevdim dostum